bugün
- iğrenç bir his tarif et26
- 1 mayıs10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı8
- icardi190516
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz31
- sözlüğün en götü güzel kızı20
- ahirette sorulacak ilk soru9
- suriyeliler suriye'ye dönsün13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması16
- memesi küçük olmak16
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- anın görüntüsü16
- emmanuel emenike15
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı10
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- insana kendini kötü hissettiren şeyler20
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- hamas bir terör örgütüdür22
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- ben bu davanın savcısıyım8
- sözlük kızından gelin olmaz10
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız12
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim8
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim13
- en yaşlı özelliğiniz9
entry'ler (7)
''gerçek hayatta bunun gibi bir adam olsa nasıl olurdu acaba?'' diye saçma sapan hayallere dalma ve bu hayellerden bir türlü kurtulamama sebebim.
--- son kitabi okumayanlar bakmasin ---
şimdi bir insan var ki; hayatı boyunca aşık olduğu tek kadının, istemeyerek de olsa bir yerde ölümüne neden olmuş. günahı kadar sevmediği james potter ve oğlundan kurtulup lily'yi eskiden olduğu gibi, tekrar kazanabilmek için en güvenilmeyecek insana, voldemort'a güvenmiş yaşamı boyunca yapabileceği en büyük hatayı yapmış. kısacası uğruna sonradan da olsa birçok şeyden vazgeçeceği kadın, oğlunu korumak uğruna kendini feda edince vicdan azaplarının en büyüğünü tatmış, voldemort'a içten içe kin gütmeye başlamış.
buraya kadar ''oh daha beter olsun inşallah'' diyenler olacaktır. ama adamımız daha sonraları pişman olmuş, voldemort'un attığı bu kazığı kabullenip pısık oturmamış, onunla o sıralarda boy ölçüşebilecek yegane kişi olan dumbledore'a gidip derdini anlatmış ve çok geç de olsa iyi tarafa geçmiş.
buradan sonra ''kendisi'' için asıl zor olan şeyi yapmak zorunda kalmış. nefret ettiği adamın, ama aynı zamanda aşık olduğu kadının çocuğunu korumak. tiksindiği ve babasının küçük bir kopyası olarak gördüğü harry'nin arkasını toplamak. ki dumbledore'dan, bu işi üstlendiğini kimseye söylememesi için söz istemesi harry'den ne kadar nefret ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
ve 7 sene boyunca kimseye çaktırmadan en olmadık zamanlarda ve yerlerde çocuğa ve arkadaşlarına yardım ediyor adamımız. herkesin ondan nefret etmesine, arkasından olmadık şeyler söylemesine hiç aldırmıyor. ona göre önemli olan çocuğun yaşamasını sağlamak. böylece harry vakti gelince voldemort'u öldürüp lily'nin öcünü alabilecek.
tabi bunları yaparken de o keskin zekasını kullanıp voldemort'un ona güvenini hiç sarsmıyor. bu güven uğruna, yaptıkları plan doğrultusunda onun yaşamına yön veren dumbledore'u bile öldürüyor. bana göre oldukça beyinsiz olan harry bu olaydan sonra zaten nefret ettiği bu adamı öldürmeyi kafasına koyuyor. dumbledore'un ''snape'e güveniyorum'' demesine rağmen..
son kitapta ise gerçekler gün ışığına çıkıyor. kitaba harry'nin gözünden değil de tarafsız bakabilen her insanın hiç de zorlanmadan görebileceği o gerçekler. aslında bu yalnız prens; fedakarlığın ve sadakatin doruk noktalarında yaşamış, küçüklüğünden beri aşık olduğu insan için kimsenin yapmayacağı ya da yapamayacağı şeyleri göze almış ve bunun mükafatını da harry'nin kıçı kırık bir slytherin'in en cesur adamıydı cümlesiyle almıştır.
bana göre bunca haksızlığa rağmen ''gerçek aşk''ın nasıl bir şey olduğunu herkese göstermiş, ölürken de bir çok insanın hayatı boyunca unutamayacağı bir sahneye imzasını atmıştır bu kanca burunlu.
harry'den kendisine bakmasını isteyip, annesinden aldığı o yeşil gözlere son bir kez bakarak göçmüştür. ölürken bile sevdiği kadını düşünmek. ölümden korkmamak. yaşamını bir kişiye adamak..işte sadece buradaki samimiyet ve duygu yoğunluğu bile ölümsüz ve ulaşılmaz yapıyor bu adamı benim gözümde.
--- son kitabi okumayanlar bakmasin ---
kısacası benim için çok iyi bir serinin kuşkusuz, en azametli insanıdır snape..
--- son kitabi okumayanlar bakmasin ---
şimdi bir insan var ki; hayatı boyunca aşık olduğu tek kadının, istemeyerek de olsa bir yerde ölümüne neden olmuş. günahı kadar sevmediği james potter ve oğlundan kurtulup lily'yi eskiden olduğu gibi, tekrar kazanabilmek için en güvenilmeyecek insana, voldemort'a güvenmiş yaşamı boyunca yapabileceği en büyük hatayı yapmış. kısacası uğruna sonradan da olsa birçok şeyden vazgeçeceği kadın, oğlunu korumak uğruna kendini feda edince vicdan azaplarının en büyüğünü tatmış, voldemort'a içten içe kin gütmeye başlamış.
buraya kadar ''oh daha beter olsun inşallah'' diyenler olacaktır. ama adamımız daha sonraları pişman olmuş, voldemort'un attığı bu kazığı kabullenip pısık oturmamış, onunla o sıralarda boy ölçüşebilecek yegane kişi olan dumbledore'a gidip derdini anlatmış ve çok geç de olsa iyi tarafa geçmiş.
buradan sonra ''kendisi'' için asıl zor olan şeyi yapmak zorunda kalmış. nefret ettiği adamın, ama aynı zamanda aşık olduğu kadının çocuğunu korumak. tiksindiği ve babasının küçük bir kopyası olarak gördüğü harry'nin arkasını toplamak. ki dumbledore'dan, bu işi üstlendiğini kimseye söylememesi için söz istemesi harry'den ne kadar nefret ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
ve 7 sene boyunca kimseye çaktırmadan en olmadık zamanlarda ve yerlerde çocuğa ve arkadaşlarına yardım ediyor adamımız. herkesin ondan nefret etmesine, arkasından olmadık şeyler söylemesine hiç aldırmıyor. ona göre önemli olan çocuğun yaşamasını sağlamak. böylece harry vakti gelince voldemort'u öldürüp lily'nin öcünü alabilecek.
tabi bunları yaparken de o keskin zekasını kullanıp voldemort'un ona güvenini hiç sarsmıyor. bu güven uğruna, yaptıkları plan doğrultusunda onun yaşamına yön veren dumbledore'u bile öldürüyor. bana göre oldukça beyinsiz olan harry bu olaydan sonra zaten nefret ettiği bu adamı öldürmeyi kafasına koyuyor. dumbledore'un ''snape'e güveniyorum'' demesine rağmen..
son kitapta ise gerçekler gün ışığına çıkıyor. kitaba harry'nin gözünden değil de tarafsız bakabilen her insanın hiç de zorlanmadan görebileceği o gerçekler. aslında bu yalnız prens; fedakarlığın ve sadakatin doruk noktalarında yaşamış, küçüklüğünden beri aşık olduğu insan için kimsenin yapmayacağı ya da yapamayacağı şeyleri göze almış ve bunun mükafatını da harry'nin kıçı kırık bir slytherin'in en cesur adamıydı cümlesiyle almıştır.
bana göre bunca haksızlığa rağmen ''gerçek aşk''ın nasıl bir şey olduğunu herkese göstermiş, ölürken de bir çok insanın hayatı boyunca unutamayacağı bir sahneye imzasını atmıştır bu kanca burunlu.
harry'den kendisine bakmasını isteyip, annesinden aldığı o yeşil gözlere son bir kez bakarak göçmüştür. ölürken bile sevdiği kadını düşünmek. ölümden korkmamak. yaşamını bir kişiye adamak..işte sadece buradaki samimiyet ve duygu yoğunluğu bile ölümsüz ve ulaşılmaz yapıyor bu adamı benim gözümde.
--- son kitabi okumayanlar bakmasin ---
kısacası benim için çok iyi bir serinin kuşkusuz, en azametli insanıdır snape..
ciddi ciddi biten seri. biten serinin son kitabı.
kitabın kapağını kapattıktan ve şöyle bir olanları düşündükten sonra insan kendisini bir boşlukta hissediyor böyle. acaip bir his. bir gün bitebileceği düşünülmemişti belki de. çok üzücü. derste öğretmen konuşurken gizli gizli matematik defterinini altından okunurdu bu. sınıftan atılmak göze alınırdı. bittikten sonra da arkadaşlarla oturulup üzerinde yorumlar yapılırdı saçma sapan teoriler yürütülürdü. 10 senedir büyük bir heyecanla kitapçılara koşmaktı. ''snape kötü değil layn!'' diye sevilen karakteri savunmaktı. küçük bir veletken arkadaşlığın ne demek olduğunu anlamaktı. gücün her şey olmadığını, sevginin ise çok gerekli olduğunu öğrenmekti. sona doğru ise kısmet, ''gerçek aşk''ın ne demek olduğunu öğrenmekmiş..
ama şimdi her şey bitti..
j.k. rowling öyle bir dünya yaratmış ki okuyucusuna, anlaşılan oradan kopup gerçek hayata dönmek oldukça zor olacak. aslında kim ister ki geri dönmek..
kitabın kapağını kapattıktan ve şöyle bir olanları düşündükten sonra insan kendisini bir boşlukta hissediyor böyle. acaip bir his. bir gün bitebileceği düşünülmemişti belki de. çok üzücü. derste öğretmen konuşurken gizli gizli matematik defterinini altından okunurdu bu. sınıftan atılmak göze alınırdı. bittikten sonra da arkadaşlarla oturulup üzerinde yorumlar yapılırdı saçma sapan teoriler yürütülürdü. 10 senedir büyük bir heyecanla kitapçılara koşmaktı. ''snape kötü değil layn!'' diye sevilen karakteri savunmaktı. küçük bir veletken arkadaşlığın ne demek olduğunu anlamaktı. gücün her şey olmadığını, sevginin ise çok gerekli olduğunu öğrenmekti. sona doğru ise kısmet, ''gerçek aşk''ın ne demek olduğunu öğrenmekmiş..
ama şimdi her şey bitti..
j.k. rowling öyle bir dünya yaratmış ki okuyucusuna, anlaşılan oradan kopup gerçek hayata dönmek oldukça zor olacak. aslında kim ister ki geri dönmek..
kediler gibi dört ayağının üzerine düşer mi acaba bu hayvan diye merak edip havaya fırlatmaya falan kalkmayın. bacakları kırılıyor zavallının. sonra üzülürsünüz ben manyak mıyım lan diye.
tatile çıkarken akrabaya veya komşuya bırakılan kuştur.tatilden dönülüp geri alındığında tepkisini ortaya koyup bir kaç gün gıkı çıkmaz.sonradan alışır eski bıcır bıcır öttüğü günlere geri döner.